KATEGORİLER |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Foto Galeri |
Şeker pancarı yetiştiriciliği
İklim İstekleri : Şeker
pancarı su ihtiyacı fazla olan bir bitkidir. Ekimden hasat dönemine kadar
belirli aralıklarda ve miktarlarda suya ihtiyaç duyan bir bitkidir. Sulama
dönemleri ; 2)
Yağmurlama Sulama
Ülkemizde ve Dünyada insan yaşamının her döneminde bu kadar önemli bir temel
besin maddesi olan şekeri ve şeker pancarını daha bol, kaliteli ve ekonomik
üretmek, ve üretici gelirlerini arttırmak için; Anız bozma ve sonbahar
sürümünden, ilk baharda toprak hazırlığı, gübreleme, ekim, bakım, mücadele,
sulama, hasat ve silolamaya kadar tüm işlemlerin nasıl ve ne zaman yapılması
gerektiğinin üretici tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.
- Pancar tohumu küçük ve çıkan filiz hassas olduğundan çimlenme ve ilk gelişme
döneminde korunmalıdır. Toprağın sıkıştırması ( kaymak tabakası ), don haşereler
yabancı ot ilaçları, filiz mantar’ i hastalıkları dikkatle takip edilmelidir.
- Toprak işlemesi derin olmalı, kök derinliğine su tabakası birikmemelidir.
- İlk gelişmede yeterli sıcaklığın mevcut olması gereklidir.
- Olgunlaşma döneminde pancar yüksek ısıdan olumsuz etkilenir ( özellikle gece
sıcaklıkları )
1) İklim ve Hava Faktörleri : Kök verimi ve pancardaki şeker varlığı bakımından
iklim faktörleri çok önemlidir. Ülkemizde değişik iklim bölgelerinde yapılan
üretimler değişik özellikler gösterir.
- Denize yakın bölgelerde pancar verimi yüksek, buna karşın şeker varlığı
düşüktür.
- Doğu Anadolu da sert kara iklimi hüküm süren bölgelerde kök verimi düşük şeker
varlığı yüksektir.
- Geçit Bölgelerinde kök verimi ve şeker varlığı normaldir.
- İç Anadolu gibi iklimin çok sert olmadığı bölgelerde hem kök verimi hem de
şeker varlığının yüksek olduğu en iyi pancar bölgeleridir.
2) Işık ve Sıcaklık : Pancar bir uzun gün bitkisidir. Kök ve şeker meydana
gelmesinde güneş ışığı çok önemlidir. İlk çıkışta ısı ışıktan daha önemli
gözükse de ısı arttıkça ışık ihtiyacı da artmaktadır. Gelişme ve şeker yapımı
için ideal hava sıcaklığı 23 – 25 ° C dir. Hasattan birkaç hafta önce şeker
teşekkülü için sıcaklık çok önemlidir.
3) Su : Tohum yatağının yeterli rutubete sahip olması gerekir. Nisan – Mayıs
aylarında hafif kuraklık köklerin daha derinlere inmesine ve böylece bitkinin su
ve besin maddesi yönünden daha iyi beslenmesini sağlar. Yaprakların gelişimi ile
pancarın su ihtiyacı artar. Gelişme dönemlerinde su ihtiyacı fazladır ve yağmuru
az olan bölgelerde mutlaka sulama yapılmalıdır.
4) Toprak : Pancar tarımı yapılacak toprakların su ve besin maddelerini tutma
kapasitelerinin çok iyi olması, kaymak bağlamaması, iyi bir toprak derinliğine
sahip olmaları gereklidir. Pancar tarımı için en ideal toprak, organik maddece
zengin, derin, kolay ısınan tınlı ve tınlı kireçli topraklardır.
) Tarla Hazırlığı :
Şeker pancarı tarımında ülkemiz için tavsiye edilen ön bitki hububattır. Toprak
hazırlığında ilk işlem ön bitki hasadı sonrası bitki artıklarının toprağa
gömülerek organik maddece zenginleşmesini sağlayan (anız bozma) işidir. Anız
bozma ve ilk sürümün mutlaka sonbaharda yapılması gerekir. İlk sürümün sağlıklı
yapılabilmesi için hububat hasadından hemen sonra gölge tavı “ toprak rutubeti “
kalkmadan toprağın sürülmesi ve anızın karıştırılması gerekir. Bu konuda en
pratik ölçü pulluğun devirdiği toprağın kalıp şeklinde değil, devrildiği anda
dağıla bilen yapıda olmasıdır.
Anızın asla yakılmaması gerekir. Anızın kolay parçalanması için toprağa sürümle
birlikte bir miktarda üre gübresi karıştırılır ve gerekirse toprak ıslatılır.
Böylece anızın çürümesi hızlanacaktır. Tarlanın kesik ve engebeli durumda
kalmaması için derin sürümden önce mutlaka çizel kullanılmalı, derin sürümden
sonra ise tırmık veya sürgü çekilmelidir. Pulluk tabanı varsa buna karşı 2 ila 3
yılda bir ilk sürümden önce bir dip kazan pulluğu çekilmelidir. Anız bozma
işleminden sonra güz sürümüne geçmeden önce tarla kendi haline terk edilir.
Kıştan önce yapılacak güz sürümüne kadar ( son sürüm ) tarlanın otlanması
halinde yüzlek olarak tırmık çekilmelidir. Böylece toprağın su tutması sağlanmış
ve yabancı otlarda öldürülmüş olacaktır. Kıştan önce yapılacak bu son sürümle
birlikte toprak analiz sonuçlarına göre tavsiye edilen son bahar gübrelemesi de
aynı zamanda yapılır.
Gübreleme :
Gübreleme yapılmadan önce toprakta mevcut ve bitki tarafından alınabilir bitki
besin maddelerinin ne düzeyde olduğunun bilinmesi gerekir. Bunun için mutlaka
usule uygun olarak alınan toprak numune analizlerinin yaptırılması ve dekara
tavsiye edilecek gübre miktar ve cinslerinin belirlenmesi gereklidir.
Şeker pancarının yetişmesinde üç ana besin maddesi Azot, Fosfor ve Potastır.
Gübrelemede dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bitkinin ihtiyacı kadar
gübreyi, usulüne uygun olarak, zamanında toprağa verebilmektir. Eksik veya fazla
gübre kullanımı verim ve kalitenin düşmesine neden olacaktır.
a) Azotlu Gübreler : Pancar tarımında kullanılan başlıca azotlu gübreler
(Amonyum Sülfat, Amonyum Nitrat, Kireçli Amonyum Nitrat ve Üre) dir. Dikkat
edilmesi gereken en önemli husus, ihtiyaçtan fazla azotlu gübre kullanılması
hususudur. Azotlu gübrenin gerektiğinden fazla kullanılması halinde fabrikasyon
aşamasında verim düşmekte ve çevre kirliliği yaratmakta, gereksiz ve fazla
miktarda kullanılması halinde kök verimini az bir miktarda yükseltmekle
birlikte, aşırı yaprak gelişimini teşvik ettiği gibi pancardaki şeker oranını da
önemli ölçüde düşürmektedir. Bu nedenlerden dolayı azotlu gübre uygulamasına
hasattan en az 2,5 ay önce son verilmelidir. Azotlu gübrelerin kurak bölgelerde
2/3’ü ekimden önce ilkbaharda tarla hazırlığından esnasında, geriye kalan
1/3’ünün ise birinci çapadan önce kullanılması ideal bir uygulama olmaktadır.
Şeker pancarı için dekara 10-15 Kg saf azot verilecek şekilde gübre kullanılması
gerekmektedir.
b) Fosforlu Gübreler : Pancar tarımında kullanılan başlıca fosforlu gübreler (Triple
Süper Fosfat ve Süper Fosfat) tır. Bitkiler için mutlaka gerekli olan bir bitki
besin maddesidir. Toprakta yetersiz olduğu durumlarda bitkiler normal
gelişmelerini tamamlayamadıkları için verim düşüklüğü meydana gelmektedir.
Fosforlu gübrelerin 2/3’ü sonbaharda son sürüm ile pulluk derinliğinde toprağa
karıştırılmalı, 1/3’ü ise ilk bahar tarla hazırlığında azotlu gübre ile birlikte
tırmık altına verilmelidir. Pancar için dekara 10 – 11 Kg saf fosfor gelecek
şekilde fosforlu gübre kullanılması yeterli olacaktır.
c) Potaslı Gübreler : Pancar tarımında kullanılan başlıca potaslı gübreler
(Potasyum Sülfat, Potasyum Nitrat ve Potasyum Klorür) dür. Genel olarak
sonbaharda fosforlu gübreler ile birlikte, son sürümden önce, pulluk
derinliğinde toprağa karıştırılmalıdır.
d) Kompoze Gübreler : Çeşitli besin maddelerinin bir defada atılarak işçiliği
azaltmak için kullanılan, Azot, Fosfor ve Potasyum sıralamasıyla % olarak
(15.15.15) gibi ifade edilirler. Toprak analiz sonuçlarına göre belirlenecek
oranlarda çiftçilerin kullanımı gereklidir.
e) Ahır Gübreleri : Ahır gübresinin yerini hiçbir ticari gübre tutmaz. Ahır
gübresi, yeşil gübre, kompost ve anız artıkları kullanılarak toprak yapısını
iyileştirici ve toprakların organik maddece zenginleşmesi sağladığı için tavsiye
edilmektedir. Başta Azot, Fosfor, Potasyum gibi makro besin maddeleri olmak
üzere önemli miktarda mikro besin maddeleri de ihtiva eder. Organik madde ile
toprakların, sağlam bir yapı kazanması sağlanır, kaymak bağlamaları önlenir, su
tutma kapasiteleri artar, tava gelmeleri kolaylaşır ve erozyon önlenmiş olur.
İlk Baharda Toprak Hazırlığı :
İlk baharda toprak hazırlığı, şeker pancarı tarımının en hassas işidir. Ekim
öncesi yapılan toprak hazırlığının zamanı, bu işte kullanılan ekipmanın
kullanılış biçimi, tohum yatağının derinliği, tohumun üstünde kalacak toprağın
kalınlığı ve yapısı vb. üretilecek şeker pancarının verimini ve kalitesini,
dolayısıyla üretim ekonomisini önemli ölçüde etkiler.
İlk baharda tarla tava gelir gelmez vakit kaybetmeden tohum yatağı hazırlığına
başlanmalıdır. Normal bir ( İntaş ) çıkışın sağlana bilmesi için;
- Tohum yatağının taş, kesek ve bitki artıklarından mutlaka temizlenmiş olması
gerekir.
- Ağır tavda kesinlikle tohum yatağı hazırlığı, gübre ve ( herbisit ) yabancı
otlara karşı zirai mücadele ilacı uygulaması yapılmamalıdır.
- İlkbaharda tohum yatağı hazırlığı esnasında azotlu gübrenin 2/3 ‘ü atılmalı
ayrıca yağışlarla birlikte çıkması muhtemel yabancı otlar için eğer
kullanılacaksa seçilen yabancı ot ilacı atıldıkta sonra tırmık veya kombi
kürümler çekilerek tarla ekime hazır hale getirilmelidir. İhtiyaç duyulan
yerlerde merdane çekilmesi de faydalı olmaktadır.
- İlk bahar tarla hazırlığında toprağın fazla çiğnenmesini önlemek için ekim
öncesi işlem sayısı mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.
İdeal tohum yatağı hazırlığı, toprak ve iklim şartlarına göre değişmekle
birlikte bunlardan en önemlisi, ilk baharda 2,5 – 3 cm kalınlığında, homojen,
ince, havalanması kolay, fırda yapıda gevşek bir tabaka ile bunun altında,
ilkbaharda işlenmiş, bitkinin almasına elverişli yaklaşık % 10 su taşıyan nemli
bir tabakanın varlığıdır. Bu işlenmiş tabakanın üst yüzeyi arzulanan tohum
yatağıdır. Tüm bu hazırlıklar yapıldıktan sonra toprak ekime hazırlanmış olur.
Çeşit Seçimi :
Şeker pancarı üretiminde verim ve kaliteyi etkileyen en önemli faktörlerden
biride çeşit secimidir. Çeşit seçilirken aşağıdaki özeliklere dikkat etmek
gerekir. Seçilen çeşit ;
- Ekilen yörenin iklim ve toprak yapısına uygun olmalıdır,
- Hastalıklara ve tohuma kalkmaya dayanıklı olmalıdır,
- Kök ve yaprak verimi yüksek olmalıdır,
- Çimlenme gücü ve tarla çıkışı iyi olmalıdır,
- Standartlara göre hazırlanmış ve gerekli ilaçlarla ilaçlanmış olmalıdır,
- Sağlıklı, güvenilir ve ucuz olmalıdır,
Ekim :
Şeker pancarının verim ve kalitesi ile çiftçi gelirini etkileyen önemli bir
faktörde ekim tekniğidir. Don tehlikesinin büyük çapta atlatıldıgı bir dönemde
yapılan erken ekim, pancarın gelişme süresini uzattığı ve verimi arttırdığı için
her zaman tercih edilmelidir.
Ekimin kusursuz olması açısından ekimde kullanılacak mibzerlerin secimi ve
gerekli ayar ve bakımlarının yapılması gerekir. Ekimde sıra araları ile sıralar
üzerindeki pancarlar arasındaki mesafe, kök ve şeker verimini önemli ölçüde
etkilemektedir.
- Ülkemizde şeker pancarı 45 cm sıra arası mesafeye ekilmekte ve genel olarak 20
– 25 cm mesafede teklenmektedir. 1 dekarda 8000 – 9000 adet bitki denemelerde en
iyi sonucu vermektedir.
- Ekim hızı ekim kalitesini etkileyen önemli faktörlerdendir. Hassas mibzerlerle
yapılan ekimde mibzeri çeken traktörün hızı 4 km/saati geçmemelidir. Aşırı hız
tohumların gayri muntazam dökülmesine, derinlik ayarlarının bozulmasına,
tohumların toprak yüzeyinde kalmasına neden olmaktadır.
- Ekim derinliği de verim ve kalite açısından önemli bir husustur. Pancar tohumu
2 ila 5 cm derinliğe ekilmeli ekim esnasında sürekli kontrol edilmeli, toprağın
tavı iyileştikçe daha yüzlek, tav aşağı indikçe daha derin yapılmalıdır.
- Ülkemizde genel olarak hassas mibzerle 5-8 ve 15 cm sıra üzeri aralıklara ekim
yapılmaktadır.
Pancar ekiminin düzgün olarak yapılması çapa ve hasat makinelerinin kullanımında
büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Normal ekimden sonra doğal faktörler, tohum
çeşidi, haşere ve hastalıklardan doğan tahribatlardan dolayı pancar sayısında %
40 dan fazla azalma olduğu takdirde tarla ikinci defa ekilmelidir.
Bakım :
Pancarın ekiminden hasadına kadar gelişmesini, yabancı otlardan, hastalık ve
haşerelerden korunmasını sağlayan mücadele ve sulama dışında kalan tüm işlemlere
bakım denir.
Bakım işlemlerini söyle sıralamak gerekir ;
a) Seyreltme ve Tekleme: Bir pancar
tarlasında birim alandaki bitki sayısı, bu bitkilerin yüzeye iyi bir şekilde
dağılış olması, verim ve kaliteye etki eden önemli bir faktördür. Pancarların
4-5 yapraklı döneme ulaştıklarında seyreltme tekleme işlemi yapılır. Sıra üzeri
aralıkların 20-25 cm olması yeterlidir. Tekleme yapılırken pancarların
zedelenmemesine dikkat etmek gerekir.
b) Çapalama: Yabancı ot mücadelesi ilaçla yapılıyorsa pancarın sadece toprağının
havalandırılması için çapalama yapılır. Çapalama buharlaşmanın önlenmesi,
toprağın daha çabuk ısınmasını, yağmur sularının düzenli bir dağılımla toprağa
işlemesini sağlar. Ülkemiz şartlarında 1 veya 2 çapa yeterlidir. Elle veya
makine ile yapılmaktadır. Çapalamada pancarların yan köklerinin zedelenmemesine,
fazla kesek çıkartılmamasına ve pancarların çiğnenmemesine dikkat edilmelidir.
c) Yabancı Otlarla Mücadele: Şeker pancarının topraktan kullandığı besin
maddelerinin en büyük rakibi yabancı otlardır. Bu nedenle pancarın
çimlenmesinden hasadına kadar olan dönemde yabancı otlarla mücadele etmek
gerekir. Yabancı otlar pancarın besinine, suyuna, havasına ve güneşine ortak
olur.
Yabancı ot mücadelesi çapalama ile ve ilaçlama ile yapılır. İlaçlı ot mücadelesi
ekim ve öncesi ve ekim sonrası olmak üzere iki dönemi kapsar ve bu amaçla
kullanılan ilaçlara Herbisit adı verilir. Çiftçilerimizin ağır maiyetlerden
korunması için ekim sonrasından daha etkili olan, ekim öncesi ot mücadelesi
tercih edilmeli ve yapılmalıdır.
Herbisitlerle yabancı ot mücadelesinde başarılı oluna bilmesi için;
- Tarla hazırlığının çok iyi yapılmış olması ve tavının uygun olması,
- İlacın atılma zamanı ( çok sıcak ve rüzgarlı havada ilaçlama yapılmaz ) ve
uygun dozda kullanılması,
- Tarladaki yabancı otların çok iyi bilinmesi ve ilacın buna göre seçilmesi,
- Kullanılacak pülverizatörün temizliği, meme ayarları,
d) Hastalık ve Haşerelerle Mücadele: Ekim sonrası görülen Verim ve kalite ancak
sağlıklı bitkilerden elde edilir. Bu nedenle gözümüzün devamlı tarlamızda olması
hastalık ve haşere zararlarını takip ederek gerekli mücadelenin yapılması
gerekir. Bu nedenle de pancarın zararlılarının ve hastalıklarının çok iyi
tanınması gereklidir.
Hastalıkları genel olarak ; ( Cercospora, Ramularia, Phoma ) Yaprak Leke
Hastalıkları, Külleme, Sarılı virüsleri, ( Curly Top ) Pancar Kıvırcık Baş
Virüsü, Pancar Pası, ( Rhizomania ) Pancar Kök Hastalığı ’dır. Bunlarla en iyi
mücadele şekli, dayanıklı çeşitlerin ekilmesi, Fungusit kullanımı, en az üç
yıllık ekim nöbeti ve dengeli gübreleme şeklinde sıralayabiliriz.
Zararlıları ise genel olarak ; Tel Kurdu ( Agriotes ), Pancar Piresi (
Chaetocnema ), Danaburnu ( Gryllotalpa ), Toprak Kurdu ( Agrotis ), Yaprak
Kurtları ( Caradrina ), Pancar Sineği ( Pegomyia ) dır. En iyi mücadele şekli
ise ilaçlamak suretiyle kimyasal mücadele, tohum ilaçlaması ve toprağın çapa ile
havalandırılmasıdır.
Toplu mücadeleyi gerektiren durumlarda ise belirtiler görüldüğünde ise vakit
geçirilmeden bağlı bulundukları Pancar Bölge Şefliklerine zamanında haber
verilmeli ve en az 3-4 defa ilaçlı mücadele yapılarak hastalık önenmelidir.
Sulama :
a) Çıkış ( İntaş ) Sulaması : Ekimde sonra yağış alınmaması ve toprağın tavını
kaybetmesi halinde yapılır.
b) Gelişme dönemi Sulama : Haziran sonu ile Eylül ortalarına kadar yapılmalıdır.
c) Hasat öncesi Sulama : Toprağın tavlı duruma getirilerek, hasadı
kolaylaştırmak ve kök kırılmalarını önlemek amacıyla yapılan sulamalar olmak
üzere üçe ayrılır. Sulama sayısı bitkideki gelişme gözlenerek 4-6 defa
yapılmalıdır.
Tarlaya suyun verilmesi( sulama metotları ) ülkemizde üç ana grupta
toplanmaktadır :
1) Salma Sulama
a) Satıh Sulaması
b) Karık Usulü Sulama
3) Damla Sulama
Salma sulamada, sulama masrafları düşüktür. Ancak çok fazla su gerektirir ve
yağmurlama sulamaya göre etkisi azdır. Salma sulama ile sulanan tarlaların
çoraklaşmasının önlenmesi için drenajlarının çok iyi yapılmış olması gerekir.
Hangi sulama metodu olursa olsun, şeker pancarı sulamasında aşırı veya yetersiz
sulamadan kaçınılması en önemli husustur. Aşırı sulama, kaynak ısrafının yanında
kök çürüklüğü ve bazı hastalıklara neden olmakta, yetersiz sulama ise, bitki
gelişiminde ve verim kayıplarının artmasına neden olmaktadır.
Hasat :
Pancar köklerinin sökülmesi, temizlenmesi ve pancarın yapraklarının kesilmesi
işlemine HASAT denir. Ülkemizde pancar ekiminin başlamasından günümüze gelinceye
kadar aşamalar kaydeden pancar hasat işlemleri, günümüzde modern tarım
teknikleri ve makineleri ile yapılmaktadır.
Ülkemizde normal iklim şartlarında pancarın olgunlaşması Eylül sonu ile Ekim ayı
ortalarına kadar devam etmektedir. Hasat işlemleri büyük çoğunlukla el değmeden
yapılmaktadır. Ülkemizde ise elle hasad daha yaygındır. Pancar hasadı sökme
beli, bir iki veya üç sıraya yalnızca söken sökme düzenleri, baş kesimini yapıp
yalnızca söken makineler, baş kesimi, söken, depolayıp yükleme yapabilen
makinelerle yapılmaktadır. Makineli hasadın elle yapılan hasada göre olumlu ve
olumsuz yönleri vardır. Kısa sürede az masrafla geniş alanların hasadı, makineli
hasadın olumlu yönleridir. Makine temin masraflarının yüksek olması, hasat
esnasında daha çok pancarın kırılması, zedelenmesi e dolayısı ile kayıpların
artması da olumsuz yönleridir.
Hasat toprağın tavı, pancarın sıklığı ve dağılımı, hasat makinesinin tipi ve
kullanıcının becerisi ve tarlanın tesviyesi ile yabancı otların bulunmaması
makineli hasadı kolaylaştıran etmenlerdir.
Silolama ve Fabrikaya Teslim :
Hasadının yapılmış olmasına rağmen bir program dahilinde sökülen pancarların
aynı anda işlenmesi mümkün olmadığından ve bir süre beklemesi gerektiğinden
fazla pancarların fiziksel özelliklerini kaybetmeden yığınlar halinde korunması
gerekmektedir. Siloya alına pancarların bozulmadan uzun süre korunmalarında en
önemli görev çiftçilerimize düşmektedir. Silo ve nakliye kayıplarını önlemek,
pancardaki kırılma ve ezilmeleri azaltmak için çiftçiler tarafından hasat edilen
pancarların direk fabrika merkezlerine getirilmeleri arzu edilen bir durumdur.
Tarladan direkt fabrika merkezlerine getirilen pancarların nakliye bedelleri
Şeker Şirketi tarafında ödenmekte, bunun dışında her yıl değişen şartlara ve
koşullara göre nakliye prim ve tazminatları ödenerek fabrika merkezlerine daha
fazla pancar getirilmesi teşvik edilmektedir.
İşletme ve Şeker Üretimi :
Ülkemizde 25’i Devlet 2 si Bağlı Ortaklık ve 3’üde Özel Olmak üzere ki Bunlar
Pancar kooperatifleri ve ortaklarına ait olan ( Amasya, Kayseri ve Konya )
toplam 30 adet Şeker Fabrikası mevcuttur. Bu fabrikalarda 2000- 2001 kampanya
döneminde 3.587.592 dekar alanda pancar ekimi yapılış, 16.750.000 ton pancar
tesellüm edilmiş, 14.350.000 ton pancar işlenerek 1.975.000 ton şeker
üretilmiştir. Şeker Pancarından şeker üretiminin fabrikasyon aşamalarını ise
kısaca şu şekilde özetleye biliriz.
Meydan İşleri :
Ağustos ayı sonlarında hasadına başlanıp işlenmek üzere peyderpey fabrikalara
getirilen pancarlar tartılarak ön bir temizleme işleminden geçirilerek toprak ve
çamurlarından büyük ölçüde ayrıldıktan sonra silolara alınır. Pancarın
silolardan fabrikaya ulaşması kanallar vasıtasıyla yapılır. Pancarlar
kanallardan basınçlı suyla sevk edilirken toprağından tamamen temizlenmesi
yıkama tesislerinden geçirilirler.
Pancarın Yıkanması :
Kanallardan basınçlı suyla fabrikaya sevk edilerek toprağından ve kumunda
tamamen arınması için yıkama tesisinden geçirilir. Toprağıyla birlikte tüm taş
ve kumundan da ayrılan pancarlar, bir sevk bandıyla fabrikaya alınarak pancar (bunkerlerine)
doldurulur.
Pancarların Kesilmesi :
Pancar Bunkerlerine alınan pancarlar kesme makinelerinde 4 – 8 mm. Kalınlığında
ve 10 cm uzunluğunda kıyımlara dönüştürülür. Buradan da altında bir tartım
kantarı bulunan banttan geçirilip haşlama teknesine alınır.
Şerbet Üretimi :
Kıyım işleminden sonra ilk olarak dönüş şerbetiyle muamele gören şekerli kıyım,
diffüzyona sevk edilir. ( Kıyımlardan şerbet üreten sistemlere diffüzör denir. )
Diffüzörlerde sıcak su ile belirli bir süre işlem gören kıyımdan, şeker ve bir
miktarda yabancı madde suya geçer. Sonuçta şekerce zenginleşmiş kıyımlar ham
şerbet olarak işletmeye alınır. Şekeri azalmış kıyımlar ise diffüzörlerden sulu
pancar posası olarak çıkartılır.
Şekerden ayrılmış olan kıyım sulu pancar posası, (Küspe) preslerden
geçirildikten sonra hayvan yemi olarak değerlendirilir. Kıyımlarda şekeri
alınması 70° C sıcaklıkta ve 1 saatlik bir zamanda gerçekleşir. Koyu renkli
şekerli su ( ham şerbet ) ise haşlama teknesinden çekiş yapılarak işlem görmek
üzere arıtım tesislerine gönderilir.
Şerbetin Arıtımı :
Arıtım tesislerine gelen ham şerbet içinde şeker dışında bazı yabancı maddelerde
bulunmaktadır. Son aşamada üretilecek olan Beyaz şekerin kalitesi ve verimin
arttırılması amacıyla ham şerbetin içerisinde bulunan yabancı maddelerden
arıtılmak üzere yapılan işlemlere şerbet arıtımı denir ve bu işlemler arıtım
tesislerinde gerçekleştirilir.
Şerbet arıtımı ham şerbetin kireç sütü ve karbondioksit gazıyla bir dizi işleme
tabi tutulmasıyla gerçekleştirilir. Daha sona süzülerek % 12 – 15 şeker içeren
sulu şerbet elde edilir. Şerbetin arıtımıyla şerbetin kristalizasyonunu
engelleyen maddeler şerbetten uzaklaştırılmış olur. Şerbet, arıtımının
tamamlanması için iki defa daha karbonhidrat lamaya tabi tutulur.
Şerbetin Koyulaştırılması :
Arıtılan şerbetin içerisinde fazla miktarda su bulunmaktadır. Bu suyun
(Buharlaşma istasyonunda) bir kısmı kaynatılarak uçurulur ve içerisinde yaklaşık
% 60 şeker bulunan ve içerisinde daha çok kuru madde içeren koyu bir şerbet elde
edilir. Daha sonra bu şurup son defa filitrasyon işleminden geçirilerek pişirim
istasyonuna sevk edilir.
Rafine Süzme ve Eritme :
Pişirimden önce koyu şerbet şeker ihtiva eden diğer ara ürünlerle karıştırılarak
belli şeker içeriğinde standart bir şurup haline getirilir. İçerisinde kristal
halinde şeker ve şeker dışı maddeler bulunan bu şurup kristal vakum kazanlarında
pişirilir ve kristal haldeki bu ürüne de ( Lapa ) denir.
Lapanın Santrifüjlenmesi ve Şekerin Ambalajlanması :
Bol kristalli bu lapa, santrifüjlerde işlenerek kristalleşmiş şeker şurubundan
ayrılır. Santrifüjler, dikey eksen etrafında dönen delikli silindirik
tamburlardan oluşmaktadır. Hafif rutubetli olan bu şeker, kurutuculara alınarak
burada buharla ısıtılmış sıcak havayla ısıtılarak kurutulur ve kuru kristal elde
edilir. Kurutula bu şeker eleklerden geçirilerek temizlenir. Temizlenmiş ve
kurutulmuş bu şekerin bir kısmı küp şeker ünitesine gönderilerek döner kalıplı
tamburlarda sıkıştırılmak suretiyle küp şeker elde edilir ve ambalajlanır. Diğer
kısmı ise 50 Kg’lık torbalara doldurularak piyasaya verilmek üzere ambara teslim
edilir.
Melas ve Melaslı Kuru Küspe Üretimi :
Santrifüjde ayrılan ve pişirimin son kademe ürünü olan koyu kahverenginde,
akıcı, pekmez kıvamındaki tatlı maddeye ise (Melas) denir. İçeriğinde şeker ve
azot, protein, vitamin vb. organik maddelerce zengin Melas hayvan beslenmesinde
kullanılan değerli bir sanayi hammaddesidir. Şeker fabrikalarının iki önemli yan
ürünü olan Melas ve Küspe, belirli oranlarda karıştırılarak yine değerli bir
hayvan yemi olan (Melaslı Kuru Küspe) elde edilir. Ülkemizde halen 8 Şeker
Fabrikasında küspe kurutma tesisi mevcuttur.
Bu içerik 8520 defa okundu.
|
|
Bu konu ile ilgili diğer sayfalar » |
Aspir yetiştiriciliği » 8004 defa okundu. |
Susam yetiştiriciliği » 6866 defa okundu. |
Kapari (gebere) yetiştiriciliği » 7044 defa okundu. |
Ayçiçeği yetiştiriciliği » 6197 defa okundu. |
Kenevir yetiştiriciliği » 16791 defa okundu. |
Çay yetiştiriciliği » 15054 defa okundu. |
Haşhaş yetiştiriciliği » 28302 defa okundu. |
Şeker pancarı yetiştiriciliği » 8520 defa okundu. |
Jojoba Yetiştiriciliği » 8754 defa okundu. |
Domates yetiştiriciliği » 15121 defa okundu. |
|
||||
Diğer Bilgiler |
||||
|
||||
|
||||
|
||||
Foto Galeri |
|
|||
İletişim |
|
|||
© 2012 TarimSitesi |
|
|
||
|
|
|
||